az önce evin muhtelif köşelerinde bu şiiri söylerken yani okurken buldum kendimi ki.. iki çizik atmazsam uyumamam diye şey ettim..yani bu yazın kısa olacak..konu da bu şiir.
ey okur! sakın hangi şiir deme. edebiyattan sınıfta kalmış hatta sınıfta kalmaktan başı dönmüş her yurdum insanı bile bilir bu şiiri..
"beni bu güzel havalar mahvetti" daha dogru adıyla "güzel havalar"..
şimdi buna bir hikaye yazcam fast food tarzı ama çok şey beklemeyin. arkanıza rastlanın ve dinleyin.
en sevdiği mevsim ilkbahardı. sonbahar olamazdı..tüm doga karanlıga gömülürken umut etmek saçma olurdu. güzel havalarda uzun belki kısa yürüyüşler yapardı..ya da evinin camından dışarıyı izlerdi..aşkım kokusunu bile alırdı belki.. hatta belki "güzel havalar" şiirini hep böyle havalarda yazdı ve yine belki bu yüzden eve ekmekle tuz götürmeyi unuttu..
belki tüm dünya gözünden böyle havalarda çıktı..rüzgarlı bir ilkbahar günü ilk sigarasını yaktı. belki sigarasını yakarken belediyenin açtıgı foseptik çukurunu görmedi...belki de o an güzel bir kadın aklını başından almıştı, kadının rüzgarda uçuşan saçlarına bakarken kendini kaybetmişti belki..bir kaç gün sonraki ani beyin kanaması belki hep bu düşmedendi.. kimbilir ama yaşasa bu şiire belki şu eklemeleri yapardı..
beni bu güzel havalar mahvetti...
hep böyle havalarda kendimi unuttum..
boş yollarda beyhude arayışlarım,
kendimi olmadık yerde buluşlarım,
hayata başarısız tutunuşlarım..
hep böyle havalarda oldu.
en çok böyle havalarda sevdim istanbul'u
gözlerim en çok bu havalarda bulutlandı
kendimi en çok kalabalıklarda kaybettim
sigaraya hep böyle havalarda başladım
ve belki de onun yüzünden başladım..
her ne kadar alacağını olmasa da
"süleyman efendi"ye en çok böyle havalarda üzüldüm.
o karanlık çukura da böyle bir hava da düşeceğim.
beni bu güzel havalar degil sen mahvettin..
düşününce, Orhan amca daha romantik bence. ve asla böyle bitirmezdi. ha şiir yazma yeteneğim varmış yada araklama yeteneğim varmış:))
sevgilerle efenim, kendinize iyi bakın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder